MUHASEBE NEDİR?
Finansal karakterli, para ile ifade edilebilen işlem ve olayların kaydedilmesi, sınıflandırılması, özetlenerek raporlar halinde sunulması ve yorumlanması ile ilgili bir bilim ve sanat olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanım muhasebenin klasik ve modern fonksiyonlarını da kapsamaktadır. İlk zamanlarda, defter tutma şeklinde kabul edilen muhasebe, işlem ve olayların kaydedilmesini, sınıflandırılmasını ve sonuçların raporlar halinde sunulmasını gerçekleştirmiştir. Ancak ekonomik gelişmeler neticesinde işletme yöneticileri muhasebeden bazı bilgileri analiz etmesini, yorumlamasını ve bunlarla ilgili raporları kendilerine sunmasını beklemişlerdir. Böylece zaman içinde muhasebe işlemlerin basit kayıt tekniğinden yöneticilerin karar almasına yardımcı'olan ve işletme faaliyetlerini kontrol eden bir araç haline gelmiştir.
Muhasebe kayıtlarının kullanımı M.Ö. 5000 yıllarına kadar iner. Babil, Mısır, Eski Yunan, Roma, Eski Avrupa ve Orta Çağda muhasebe kayıtlarına rastlanmıştır. Ancak bu kayıtlar, sistemli belli kurallara dayanan sistemler olmayıp envanterlerle ilgili listeler ücret ödemeleri, borç alacak hesapları, vergi takdirleri ile ilgili kayıtlardı. İnsanlar ve işletmeler gelişimin her safhasında muhasebeyi kendi ihtiyaçlarına uygun olarak, bildikleri veya öğrendikleri kayıt ve analiz teknikleri çerçevesinde yönetim, kontrol, ticari delil, vergi toplama, raporlama gibi amaçlar için kullanmışlardır.
12. yüzyılda muhasebe kayıtları çok basit şekilde idi. Ticari ilişkilerin, ortaklıkların izlenmesi ile ilgili basit hatırlatıcı kayıtlardan ibaretti. İşİetmenin kayıtları ile işletme sahiplerinin varlıklarına ait kayıtların ayrı olarak takibi ancak bu yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiştir.
13. yüzyılda kredi işlemlerindeki artış ve işletmelerin ihraç ürünleri için yabancı şehirlerde şubeler kurmaları veya acentaları kullanmaları muhasebe kayıtlarını etkilemiş, daha karmaşık muhasebe kayıtlarına ihtiyaç doğurmuştur.
Muhasebede modern anlamda metodoloji 13. ve 14. yüryıllarda çift taraftı kayıt sisteminin gelişmesi ile başlamıştır. Basit veya tek taraflı kayıt sistemi olarak tanımlanan ilkel muhasebede işlemler veya olaylar tek bir kayıt lle ifade edildiklerinden tek taraflı kayıt sistemi eksik, hata yapma ve yapılan hatanın ortaya çıkmaması ihtimali fazla olan bir sistemdi. Çift taraflı kayıt sistemi işletme faaliyetlerinin iki yönünü birden kavramış (her borçlu ile ilgili bir kredi verenin, her ödeyenle ilgili bir para alanın, her satıcı ile ilgili bir müşterinin olduğu), her işlem veya olay için en az iki kayıt yapmıştır. Böylece hata yapma ihtimalini azaltmış, kayıtların birbirini kontrol etmesini, hata yapıldığı zaman hatanın ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Haçlı seferi ile Akdeniz'de ticaretin gelişmesi ve Rönesans döneminde Italya şehirlerindeki ticari canlılık kayıt sisteminin gelişmesini zorunlu hale getirmiştir.
Floransa'da ithalat, üretim ve elbise satışı ile uğraşan del Bene şirketi 1322 de etkili bir kayıt sistemi kurmuş, tam olarak çift taraflı kayıt sistemini gerçekleştirmemişse de çoğu durumda çift taraflı kayıt yapmıştır.
14. yüzyılda İtalyan tacirler ve imalâtçılar endüstriyel faaliyetleri büyütmüş ve şubeler kurmuşlardır. Banka ve diğer finansal kurumlarla Orta Asya'ya kadar ticareti brganize etmişlerdir. Böylece İtalyan tacirlerinin ekonomik ve politik etkileri İskandinavya'dan Hindistan'a kadar yayılmıştır. 1340 yılında Cenova şehrinin yönetiminde çift taraflı kayıt sistemi tatmin edici bir hesap planı ile kullanılmıştır. Bu hesap planında ayrı masraf hesapları, bir sermaye hesabı olarak şehir hesabı kullanılmış, masraf ve gelir hesapları yıl sonunda kapatılmıştır.
Ülkemizdeki muhasebe gelişimine gelince, Cumhuriyet dönemine kadar ülkemizde muhasebe basit kayıt usullerine dayandırılmıştır. Uyguİama daha çok devlet sektöründe görülmüştür.
Cumhuriyet döneminde 1960 yılına kadar muhasebeye Alman etkisi hakim olmuştur. Sümerbank için hazırlanan Muhasebe sistemi İktisadi Devlet Teşekküllerinin çoğu tarafından benimsenip uygulanmıştır. 1972 yılından itibaren de Kamu İktisadi Teşebbüslerinde Tek Düzen Muhasebe Sisteminin uygulamasına geçilmiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu, kendine tabi işletmeler için 1983 yılı başında Mali Tablo formları ve 1984 yılı başında Genel Hesap Planı yayınlamıştır. Böylece muhasebe uygulamasında bir tek düzene doğru hareket ediİmiştir. 1993 yılı başından itibaren de Maliye Bakanlığının yayınladığı Tek Düzen Muhasebe Sistemi yürürlüğe girmiştir.
Maliye ve Gümrük Bakanlığınının yayınlamış olduğu Tek Düzen Muhasebe Sistemi;
- Muhasebe Temel Kavramlarını,
- Muhasebe Politikalarını,
- Mali TAblolar İlkelerini,
- Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulmasını,
- Tek Düzen Hesap Çerçevesini,
- Hesap Planı ve İşleyişini
açıklamaktadır.
Muhasebe Sistemi muhasebe bilgilerinin ilgililere belli bir sistem içinde yeterli ve doğru olarak ulaştırılmasını, farklı işletmeler ile aynı işletmenin farklı dönem bilgilerinin karşılaştınlmasını, mali tablolarda yer alan hesap adlarının ve bu hesapların kapsamlarının standartlaşlırılmasını ve muhasebede bir terim birliğinin sağlanmasını amaçlamıştır.
Muhasebe Sistemi kapsamına bilanço esasına göre defter tutan gerçek ve tüzel kişiler (Birinci Sınıf Tüccarlar) girmektedir. Ancak, Banka ve Sigorta Şirketleri, Özel Finans Kurumları, Finansal Kiralama Şirketleri, Menkul Kıymet Yatırım Fonları Aracı Kurumlar ve Yatırım Ortaklıkları faaliyet konuları sebebiyle farklı muhasebe tekniği kullanmak durumunda olduklarından Muhasebe Sisteminin “Temel Mali Tabloların Düzenlenmesi" ve "Tek Düzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve İşleyişi"ne uymak zorunda değillerdir. Söz konusu finans kurumları "Muhasebe Temel Kavramları"na, "Muhasebe Politikalarının Açıklanması"na ve Mali Tablolar İlkeleri"ne uymaları gerekmektedir.
Bilanço esasına göre defter tutan ve bir önceki yıl (2005) aktif toplamı 6.879.200 YTL ve net satışlar toplamı 15.287.100 YTL'yi aşmayan işletmeler, Muhasebe Usul ve Esaslarının "Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulması"na ilişkin bölümünün “Temel Mali Tablolar" la ilgili kısmına uymakla yükümlüdürler.
Buna göre kuruluş şekli ne olursa olsun bir önceki yıl (2005 yılı) aktif toplamı 6.879.200 YTL'nın ve net satışlar toplamı 15.287.100 YTL'nin altında kalan işletmeler ek mali tabloları ( Vergi idaresi sadece Kâr Dağıtım Tablosu’nu istemektedir) düzenlemek zorunda değillerdir. Aktif toplamı ve net satışlar toplamı yukarıda belirtilen rakamları aşan işletmeler muhasebe temel kavramlarına, muhasebe politikalarına, mali tablo ilkelerine, mali tabloların düzenlenmesi ve sunulması şekillerine, tek düzen hesap çerçevesine, hesap planına ve işleyişine uyacaklardır. Bu hadler Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmedikçe her yıl yeniden değerleme oranında arttırlmaktadır.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan işletmeler ise sadace "Muhasebe Temel Kavramları"na uymakla yükümlüdürler.
Günümüzde bilgisayarların gelişmesi ile muhasebe uygulamalarında bilgisayarlardan faydalanma oldukça yaygınlaşmıştır. Muhasebede kullanılan hesap planlarının tek düzene bağlanması, uygulamalarla ilgili standartların oluşturulması ve uygulamalarının zorunlu hale getirilmesi, bilgisayar muhasebe paket programlarının çok geliştirilmiş olması yakın gelecekte muhasebe tekniğinin öğretimini gereksiz kılacaktır. Bilgisayar kullanımı konusunda otomasyona geçmiş gelişmiş işletmelerde muhasebe bilgisi olmayan bilgisayar operatörleri işletmenin faaliyetlerini bilgsayar ekranlarından girmekte, arka planda muhasebe kayıtları ve raporları otomatik olarak oluşmaktadır.
Belki de, muhasebenin mantığını ve tekniğinin temelini oluşturan, italyan sistemi olarak tanımlanan çift taraflı kayıt sisteminin kullanımı günümüz teknolojisinin gelişmişliği karşısında artık tartışılmalıdır.